By MANEVİ ESİNTİLER
“Günah ile insan arasında irade bağı var. O bağ günah tarafına meyledince fasid daire başlar. Bu daire içinde, fesad fesadı doğurur ve böylece silsile devam edip gider.”
Bu günlerde birileri “davamız”, “büyük davamız” deyip habire nutuklar atıyor; olan bitenden hiçbir ders çıkartmadan, hiç ibret almadan. Zaten ibret alma, ders çıkartma yetenekleri bulunsaydı böyle mi olurdu?”
“Haşirde kim kimden kaçacak? Borçlu, alacaklıdan kaçacak. Katil, maktulden kaçacak. Saptıranlar, sapanlardan kaçacak.”
Kendi akıl ve idrak yeteneklerini kullanma zahmetine girmeyip birilerinin peşine körükörüne takılıp gidenler, orada kendilerini saptıranları arayacak… Boşuna bir arayış olacaktır bu! Burada sapanlar, orada düş kırıklığı içindeyken; onları saptıranlar ise oradaki Mahkeme-i Kübrada son pişmanlığı yaşayacaklar… Ama artık çok geç!
“İkbal hırsı ve bencilliğin fırtınası da felce uğrayan bahtsızlar, feleğin çarkları hep onların heva ve heveslerine göre hareket etsin isterler.”
Onların ikbal hırsı ve benlikleri öylesine taşkındır ki; mevki, makam ve servetle de dolayıp, güneş arzularına göre doğsun, rüzgar keyiflerince essin, yağmur gönüllerince yağsın isterler. Hiç ummadıkları bir darbeye uğrayınca da “bu da nereden çıktı?” deyip şaşakalırlar. Oysa ki o beklemedikleri darbe, adeta davul zurnayla geliyordu. Ama onlar bilmez gibi görünmeyi ve göstermeyi tercih ettiler.
Hoşça kalın…..
21 OCAK – TOKAT GAZETESİ
