By “MEDYA ve TÜRKİYE’’ (1)
Önceki gün, GOÜ Konferans Salonunda, ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) TOKAT ŞUBESİ’nin çağrısıyla şehrimize gelen “CEVİZ KABUĞU’’ programının yapımcısı, ünlü gazeteci-yazar Hulki Cevizoğlu, “MEDYA ve TÜRKİYE’’ konulu bir seminer sundu. Konferans salonundaki kalabalık topluluk, iki saat süren semineri baştan sona artan ilgi ve aktif katılımla izledi.
Bu katılım ve ilginin yoğun olmasında, seminer konusunun MEDYA gibi tek tek bireyleri ve toplumu, şöyle veya böyle kaçınılmaz şekilde etkileyen bir alana girmesinin yanısıra, Hulki Cevizoğlu’nun karizmatik gazeteci kişiliğinin de büyük rolü olsa gerekti.
“MEDYA ve TÜRKİYE’’ konulu seminerin üçte bir süresini aydınlatıcı bilgi vererek geçiren Hulki CEVİZOĞLU, üçte iki süreyi dinleyicilerin ‘İnteraktif katılımın’ına bırakmayı tercih etti. Böylece söz konusu seminer, ‘dinleme-bildi edinme, soru sormayanıt alma, tartışma ve katkı sağlama’ biçiminde sürerek başarılı bir sonuca varmış oldu.
Hulki CEVİZOĞLU konuşmasının başlarında, “Basının, medyanın hatalarının, yanılgısının, bilerek veya bilmeyerek yaptığı yanlışların örtbas edilemeyeceği’’, “ Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilmesi yolunun yine basın özgürlüğü olması gerektiği’’ ve “Basın ahlakı’’ (medya etiği) konularındaki görüş ve düşüncelerini iletirken basın ahlakıyla ilgili çok ilginç ve de ibret verici bir örnek anlattı.
Basın üzerinde katı bir sansürün uygulandığı Sultan Abdülhamit zamanında, ‘Baba Tahir’ namıyla maruf bir gazeteci, İstanbul’da Terkos Gölü’nün suyunu, şehrin bir bölümüne içme suyu şebekesiyle dağıtıp satan bir şirketten istediği reklam parasını alamamış. Bunun üzerine gazetesinde ‘Terkos gölüne domuz düştü’ manşetiyle sanal bir haber yayınlamış. Bu ‘asparagas haber’le istediği parayı koparan Baba Tahir ertesi gün gazetesine şu manşeti atmış: ‘Terkos gölüne düşen hayvanın domuz değil, dana olduğu anlaşılmıştır.’
Anlatılan bu hikaye salonda gülüşmelere yol açtı. Basın ahlakı, gazeteci kişiliği ve habercilik ilkesinin nasıl olması açısından, mizahi yönü de olan ibret verici bir misaldi bu hikaye…
28 HAZİRAN TOKAT GAZETESİ
