MİLLET İRADESİ (1)

MİLLET İRADESİ (1)

MİLLET İRADESİ (1)

Bugünlerde en çok sözü edilen şey nedir, biliyorsunuz:
“Milet iradesi” veya “Halkın iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur.” Lafları… gırla gidiyor. DYP Lideri Çiller, millet iradesinin Meclis çoğunluğu olduğunu belirterek, “O zaman sorulur ve denir ki, millet iradesinin üstünde başkaca bir güç mü var?” diye konuşurken; BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu da “Yılmaz’ın kurmaya çalıştığı, demokrasi dışı güçlerin gölgesi düşmüş hükümete, güven oyu vermeyeceğiz” diyerek salvo yapıyor. Erbakan da “Şu anda hükümeti kurma çalışmalarının durması lazımdır” diye kükrüyor.
Şu sıralar ne hikmetse “Halk”, “Vatandaş”, “Seçmen” bir hayli rağbette. Seçim sandığının şöyle uzaktan bir görünmesi dahi yetiveriyor. Siyasiler arasında “popülizm” modası podyumlara çıkıyor. Tıpkı göz-alıcı, büyüleyici, son moda gece kıyafetleri gibi.
Erbakan niye öyle diyor? Şundan dolayı ki “278 milletvekilinin ANAP genel başkanı Mesut Yılmaz’ın kuracağı hükûmete ret oyu vereceklerine ilişkin imzalarının bulunduğu listeyi” elinde tutuyor. “Çoğunluk iradesi bizim elimizde”, “Millet iradesi biziz” filan anlamında elindeki listeyi Medya’nın önünde sallıyor. Adeta herkese, kendisine karşı olduğunu zannettiği; başka bir ifadeyle temsil ettiği zihniyetin bizatihi karşı olduğu bütün kurum ve kuruluşlara meydan okuyor.
Farzedin ki o listedeki 278 imza hiç fire vermesin. Meclis’te 550 Milletvekili olduğuna göre, 278’i bundan çıkartınca geriye 272 kalır. Aradaki fark sadece 6’dır. Bir sandalyenin temsil ettiği oy aşağı yukarı 60.000 olduğuna göre 6 sandalyenin temsil kabiliyeti 360.000 seçmen eder. 272 sandalyenin temsil kabiliyeti ise 16 Milyon 320 bin seçmendir. 276’yı bulan Hükümeti kurabilir. Çoğunlukçu sistemde 1 oy fazlası iktidar, 1 oy eksiği muhalefet anlamına gelir. Doğrudur, bu oyunun bir kuralıdır.
Bir de şöyle bakalım bu oyuna. Meclis’teki 1 oy, temsil ettiği 60 bin seçmenle iktidar kuruyor. Peki, seçim barajına takılıp Meclisde temsil edilmeyen milyonlarca seçmenin milli iradesi nereye gidiyor?
Üstelik genellikle unutulan bir şey var. “Sandık” tan çıkan sonuç, haydi buna “halk iradesi” diyelim, geçen zaman içinde sabit kalmaz. Siyasi iktidarın başarısı oranında grafik çizer. Ortada somut bir başarı yok ise, grafik düşmeye başlar. Sandalye sayısı da partiler arasında oynamaya, şu yana, bu yana yer değiştirmeye başlar. Nitekim de böyle olmuyor mu? Yeni Hükümet: Mesut Yılmaz kurabilir veya kuramaz. Veyahut Tansu Çiller kurar veya kuramaz. Veyahut bir başkası… Bize dert değil; çünkü taraf değiliz.
Bizim derdimiz şudur Madem ki milli iradeyi siz temsil ediyordunuz; 278’in adı milli iradeydi ama, 272’nin adı öyle değildi. Yani bu ülkede 16 Milyon 320 bin insanın iradesi, demektir ki; milli olmuyor, gayrımilli oluyor. Ülke yönetiminde söz sahibi, yetki ve sorumluluk sahibi kurum ve kuruluşlar da milli irade dışında sayılıyor. Evet madem ki yalnızca sizdiniz milli irade, niçin istifa ettiniz?
İstifa etmeyip devam ettirseydiniz hükümeti. Haa, demek ki kazın ayağı öyle değilmiş. Milli irade, sadece sandalye sayısı veya parmak hesabı değilmiş. Ülkeyi adım adıma bir kaosa sürüklemekteyken mecburen istifa edip, şimdi de hiçbirşey olmamışçasına mağdur ve mazlumları oynamak, kimi zaman da efelenip oraya buraya sataşmak, biraz akıl olanlara hiç de inandırıcı gelmiyor. Bu konuya devam edeceğiz.
Hoşça kalın…

28 HAZİRAN – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir