Milletvekilimiz Lütfi CEYLAN ile neler konuştuk? (1)
TOKAT-MHP Milletvekili Lütfi Ceylan, beraberinde MHP İl Bşk. Zeki Kurt, Merkez İlçe Bşk. Veli Gökyıldız ve bazı yönetim kurulu üyeleri olduğu halde Gazetemizi ziyaret ettiler. Sayın Milletvekili Lütfi Ceylan’ın Gazetemiz bürosuna ilk gelişleri ve halen Hükümeti oluşturan üç partiden birinin mensubu oluşları bu ziyareti biraz daha ilginç kılıyordu.
Milletvekilimiz söze, “siyasetin bir sanat olduğunu, bu sanatın inceliklerini giderek öğrendiğini, bugüne dek yerel basını ziyaret etmekte geç kalışının buna bir örnek olduğunu” söyleyerek başladı. Taşıdığı etikete karşın, samimi, alçak gönüllü, iddiasız tavır ve hali ilk bakışta göze çarpıyordu.
Sohbete, Gazetemiz yazarlarından Tacettin Günaydın ve Mehmet Topçam ile Gazetemiz sahiplerinden Sezai Kaymak da katıldılar.
Neler konuşuldu? TOKAT’ın güncel sorunları (temelinin atılması, yer seçimindeki problem yüzünden geciken 2. Devlet Hastanesi; genişletilmesi projeye ve programa bağlanmış olan TOKAT-NİKSAR, TOKAT-TURHAL yolları, Tokat Çevre Yolu Vb) ile başlayan sohbet, tüm ülkeyi ve hepimizi kuşatan genel sorunların (son ekonomik kriz, talan edilmiş bankalar, ülke’den kaçırılmış milyar dolarlar, fakirleşme olgusu, gelir dağılımındaki uçurum, vergi sistemindeki adaletsizlik, işsizlik vb) tartışılması ile koyulaştı.
Milletvekilimiz Lütfi Ceylan, TBMM’de Bütçe Plan Komisyonu üyesidir. Sorularımıza açık yüreklilikle cevap verdi. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin Komisyon’daki görüşülmesinde eğitim sistemimiz hakkında yaptığı eleştiriyi anlattı. Bu eleştiri, çalışmayı bir ibadet gibi kabul eden, üretken, önce almayı değil vermeyi düşünen bir eğitim felsefesinin sistemin eksenine oturtulması önerisini sunuyordu.
Biliyorduk ki ve insaf sahibi herkesin kabul edeceği bir ülke gerçeği şu idi ki; 21/22 ŞUBAT 2001 günü, DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin resmen ilan ettiği %40’lık devalüasyon (değer düşümü) kararıyla patlak veren ekonomik kriz, 1-2 yıllık bir sürecin değil, en azından 10 yıllık, belki 20 yıllık, hatta 30 yıllık bir sürecin, bir zincirin son halkasıydı.18 NİSAN 1999 seçimlerinin ardından kurulan 3’lü Koalisyon Hükümeti, 100 milyar dolar dolayında dış borç, bir bu kadar da iç borç yüküyle işe başlamıştı.
1970-1980 dönemi yoğun sosyal ve siyasal çalkantılar içinde geçmiş, ülke topyekün zafiyete uğramıştı. 12 EYLÜL 1980’de başlayıp 3 yıl süren ara rejimden sonraki 2 dönem Turgut ÖZAL ve ANAP damgalı İktidar ve daha sonraki çeşitli koalisyon hükümetleri dönemlerinde ise yapılan birçok iyi ve olumlu işlerin yanısıra, dolu-dizgin bir borçlanma, yüksek faiz ve enflasyon girdabına düştüğümüz gerçeği gözardı edilemezdi.
Vermeden hep almayı düşünmek, üretmeden tüketmeyi alışkanlık edinmek, borçlu ama lüks yaşamak gibi, müzmin (kronik) enflasyonun toplumsal değer yargılarını alt üst etmesiyle git gide zafiyete uğrayan sistem, devleti enikonu soymayı marifet bilen bir takım organize örgütlerin vurgunlarıyla bir çürüme sürecine sokulmuştu.
Yarın devam etmek üzere hoşça kalın…
6 TEMMUZ TOKAT GAZETESİ