ÖĞRETMENİM!
Öğretmen öğreten kişidir. Öğretmek nedir? Bir bilim dalında, sanatta, meslekte vb. bir alanda, bilgi veya bilgiler bütünü kazandırmaktır. Başta kısaca öğreten kişi diye tanımlandığımız öğretmen, aslında bir mesleğin mensubudur. Bir bilim dalını, bir sanatı, bir tekniği veya belli bilgileri öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimsedir.
Eskiden öğretmene hoca, muallim, muallime denirdi. “Hoca” unvanı hala kullanılan, yaşayan bir kelime. Çünkü hoca, müslümanlıkta din işleri ile uğraşan görevlidir. “Hoca” unvanı ayrıca, usta, üstad, birine bir şey öğreten anlamları verilerek de kullanılmaktadır.
Öğretmen öğretim alanında, öğretim kuruluşlarında, okullarda çalışan insandır. Aslında öğretim çalışmaları da eğitim çalışmalarından ayrı tutulamaz. Çoğu zaman ve yerde ÖĞRETİM ve EĞİTİM kavramları bir arada kullanılır, iç içe geçmiştir.
ÖĞRETİM ve EĞİTİM; çocuğu yetiştirmek, toplum ihtiyaçlarına göre bireyleri yararlı ve etkili yurttaşlar haline getirmek, kültürce olgunlaştırmak, gerekli bilgileri kazandırmak, yeteneklerini ortaya çıkarıp geliştirmek, uygun metotlarla insanları üretici ve yaratıcı bir duruma getirmek için yapılan çalışmalardır.
Mesleği öğretim ve eğitim olan öğretmenlerimizin ne denli ciddi ve önemli bir işle uğraştıkları “Öğretim ve Eğitim”in tarifinden anlaşılmaktadır. Öğretmenlik fedakârlık mesleğidir.
Öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Onların hakkı ödenmez. Hep sevgi ve saygı görmek onların en tabii hakkıdır.
Bugün ÖĞRETMENLER GÜNÜ’dür. Her yılın 24 KASIM günü, son yıllarda bir gelenek halinde öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle onlar hem daha ilgi odağı olurken, onlara sevgi ve saygı sunulurken, öğretmenlik mesleğinin bazı sorunları da bu arada gündeme çıkmaktadır.
Öğretmenden çok şeyler beklenir. Onlar fedakar olmalıdır, çevresine ışık saçmalıdır, memleketin en uzak köşelerinde dahi görev yapmalıdır, köy öğretmeni olarak topluma rehber olmalıdır. Öğretmen şöyle olmalıdır, öğretmen böyle olmalıdır… İyi, hoş da bu öğretmen ne yer, ne içer, nerde oturur, maaşının kaçta kaçı ev kirasına gider üniversiteye giden çocuğunu nasıl okutur? Diyerek de onları düşündüğümüz oluyor mu?
Nasreddin Hoca bir gün yolu bir köyden geçerken, köy halkı onu camiye imam yapmış. Aradan üç gün geçmiş. Hoca, heybesinde birazcık yol azığı varmış, bununla idare etmiş. Dördüncü gün Cami’de verdiği vaazda Hoca, Hazreti İsa’nın aslında ölmediğini, göklerde dolaştığından filan dem vurmuş. Cemaatten bir kişi laf olsun diye (biraz da gırgırına) “Hoca, Hazreti İsa gökyüzünde ne yer ne içer?” diye sormuş. Açlıktan karnı guruldayan Hoca köpürmüş: “Bre densiz! Hz. İsa’dan sana ne? Sen hiç fakir Hoca kaç gündür ne yer, ne içer diye düşündün mü?”
Sevgili öğretmenlerimizin günlerini canı gönülden kutlar, sağlık, esenlik ve mutluluk dolu yıllar dileriz.
Hoşça kalın…
24 KASIM – TOKAT GAZETESİ