OLAĞANÜSTÜ BİR OYUN VE OLAĞANÜSTÜ GÜNLER (2)
Gariban yığınları olarak bizler, profesyonel kurtarıcılar karşısında kendimizi borçlu hissedip, onların hakkını nasıl öderiz diye düşünürken, sahnedeki ışıkların birden kararıp “perde” anonsunun yapılması bayağı sürpriz oldu. Oysaki biz yine “Reklamlar” anonsunu bekliyorduk.
Bereket versin ki oyunun çok daha dikkatli seyircileri varmış. O dikkatli seyirciler, yalnız sahneyi değil, sahne gerisi ve kulislerde olup bitenleri de izliyormuş. Meğer işler hiç de sandığımız gibi değilmiş. Üstelik dikkatli seyirciler, zaman zaman sahneye dalıp kendilerine özgü rollerini de oynuyorlardı.
Bunlar kimi zaman sivil toplum örgütleri, kimi zaman yazar-çizer, düşünür, sanatçı, hukukçu, asker rolünde ilerici, aydın güçlerdi.
Profesyonel oyuncular “Reklamlar” anonsu yaparken, ilerici-aydın güçler de “Balans ayarı” ile meşgul idiler. Hatta “balans ayarı” ile de yetinmeyip birilerinin tepesine “Demokles’in Kılıcı”nı da asmışlardı. Onlar üzerinde Demokles Kılıcı da sallanmalıydı ki, biraz olsun kendilerine gelsindi. Gerçi bu kılıç, yarım-buçuk da olsa varolan bir demokrasinin de üzerinde sallanıyordu ama ne çare ki bundan dahi gereken dersi çıkartamayanlar, hala kendi bildikleri mavalı okuyorlardı.
Hani biz devleti ve demokrasiyi, halkın özlemi ve çağın değişim rüzgârına göre yeniden yapılandıracaktık? Hani çoğulcu, katılımcı ve çağcıl bir anlayışla her alanda reformcu ataklar yapacaktık? Hani yerel ağırlıklı bir demokrasi geliştirecektik? Tribünlerde tembel seyirci olmaktansa sahaya çıkıp oynamayı deneyecektik? Cumhuriyeti ve demokrasiyi sekteye uğratmadan daha da güçlendirerek yapacaktık bunu? Görevleri bu yolu açmak olanların, güzel iş yapma vaadlerini de unutarak, bir de üstelik işleri çığırından çıkarmaları, hatta tehlikeli oyunları yeğlemeleri, hem de sürekli takiyye yapmaları karşılığında “Balans ayarı” ndan öte “Demokles’in Kılıcı” ile yüzyüze gelmeleri doğal bir sonuç olmaktadır.
Balans ayarını ve Demokles Kılıcını görmezlikten, iyi niyetli çağrıları da duymazlıktan gelenler, bundan sonraki bütün kötü durumlardan sorumlu olurlar.
Çünkü bu oyun olağanüstüdür. Böylesi bir oyunun hakkını vermek, rolünü iyi oynamak ancak olağanüstü oyuncuların harcıdır. Hem de nice bir zamandır olağanüstü günler yaşıyorduk. Böylesi günlerin ne manaya geldiğini anlamak zamanıydı.
Olağanüstü günlere nasıl gelinmişti. Bu takvimin sayfasını da yarın çevirelim. Hoşça kalın…
15 HAZİRAN – TOKAT GAZETESİ