Önce Büyükler İyi Örnek Olsun!
Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, 19 MAYIS Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle, 18 MAYIS günü verdiği Bayram mesajında şöyle diyordu: “Gençlerimizden uyanık olmalarını istiyorum. Hür türlü aşırılıktan, fanatizmden, fundamentalizmden uzak durunuz.”
Bu nasihat gayet doğru ve yerinde. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız, etrafındaki bazı büyüklere, Ankara’daki etiketi büyüklere aynı nasihati çekerse çok daha yerinde olur. Hatta onlara bazen zılgıt da çekebilir.
18 Mayıs günü Ankara’da toplanan M.H. P olağanüstü kongresi, genel başkan seçmek üzere ikinci tura geçerken, Tuğrul Türkeş’in seçilemeyeceğini anlayan bir grup ülkücü genç “Hainlere karşı illegalite!” sloganıyla eylem yaparak kongrenin dağılmasına sebep oldu.
Bu tür söylem ve eylemler, yol açtığı sorunlar bir yana, bizim demokrasi yolunda henüz ne kadar yaya kaldığımızı da göstermektedir. Siyaset tarihimizde bunun örneği çoktur. Halen de siyaset kürsülerinden birbirlerine veryansın eden liderler ve politikacılar, aynı türden laflar etmiyor mu?
Bir örnek verelim. Mesut Yılmaz’a göre Tansu Çiller “Yalı çetesi” yönetiyor. Şimdi bu iddiaya göre ya Mesut Yılmaz yalan söylüyor veya gerçekten Tansu Çiller bir çete reisi. Tansu Çiller’in iddiasına göre: “Mesut Yılmaz PKK’nın çıkarlarına alet oluyor. Apo’nun borazanlığını yapıyor” Bu iddiaya bakılırsa da ya T. Çiller yalancı, ya da M. Yılmaz PKK işbirlikçisi bir vatan haini.
Bir başka örnek: Mesut Yılmaz’a göre; eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, adı birçok cinayete de bulaşmış bir uyuşturucu çetesinin devlet içindeki şefi. Mehmet Ağar’a göre de; kendisi her ne yaptıysa vatanı için yapan bir kahraman.
Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı, kimilerine göre devlet için çalışmış birer kahraman vatansever; kimilerine göre ise kanunsuz işlere bulaşmış birer katil. Başka örneklere geçelim;
Bülent Ecevit ile Deniz Baykal da, birbirlerine karşı, hem bizzat kendileri, hem de taraftarları olarak benzeri atışmalar yapmıyorlar mı?
Necmettin Erbakan ve kendi tarafı ile siyasi rakipleri ve bunların tarafı arasındaki çekişmeler; RP’nin Cumhuriyeti ve laik Devlet sistemini yıkmaya yönelik eylem içinde olduğunu, karşıtının ise iftiracı suçlamasına maruz kaldığını göstermiyor mu?
Sonuçta ne çıkıyor? Siyasi liderler ve tarafları birbirlerini devamlı hain, katil, hırsız, yolsuz işbirlikçi, yalancı ve iftiracı olarak damgalıyor, suçluyorlar. Yani neticede bizi bunlar yönetiyor ve ülkemiz bunlara emanet. İddialara bakılırsa kimisi hain, kimisi çete, kimisi mafya, kimisi işbirlikçi…
İşte gençlerimiz de böyle bir ortamda büyüyüp yetişiyorlar. Ve bakıyorsunuz en disiplinli gözüken bir partide, tabi arka planda bazı büyüklerin yeşil ışık yakmasıyla karşı tarafı “hain” ithamıyla suçlayan bir grup genç, kürsü basıp kongre dağıtabiliyor.
SONUÇ: Önce büyükler gençlere iyi örnek olsun!
Hoşça kalın…
23 MAYIS – TOKAT GAZETESİ