OSMANLI’DA ÇEVRE BİLİNCİ
1860’li yıllarının İstanbul’undayız. O devrin buharlı vapurlarından çıkan dumanların hava temizliğini bozduğu tesbit edilince, filtre cihazlarının kullanılması gündeme gelmişti. Üstelik, henüz ciddi bir kirlilik tehdidi de yoktu ortada. Bu konuda duyarlı olan o devrin yönetiminin kararı ile vapur bacalarına duman temizleyici cihaz (filtre) takıldı.
1869’da İstanbul’un mesire yeri Göksu civarında buharlı makine ile çalışan, fabrikalar yapılmış. Bunların da bacalarından çıkan dumanların havayı kirlettiği görülünce çevre sakinleri ve orada gezinti yapanlar buna tepki göstermişler. Fabrika sahipleri bacalara filtre takarız demişler. Buna da itirazlar olunca konu, ŞURA-yı DEVLET’e ( o zaman ki DANIŞTAY) intikal etmiş. Şura-yı Devlet’ten şöyle bir karar çıkmış: “Göksu mesire ve gezinti yeridir.
Filtre takılsa bile burada buhar makinesi kullanma izni verilemez. Çevre Sağlığı bakımından mahzurludur.”
O tarihlerde yine benzer bir çevre kirliliği sorunu çıkması üzerine, konuyu inceleyen Şura-yı Devlet’ten çıkan karar şöyledir:
“Fabrika yapılacak yerin seçimi hususunda ÇEVRE SAĞLIĞI açısından herhangi bir mahzur olup olmadığını, ŞEHREMANETİ (Belediye) tetkikat yapacaktır. Eğer bir mahzur görülmezse izin verilecektir.”
Ta 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet Han’ın çevrenin, ormanın, yaban hayatının korunmasına dair çıkardığı fermanlar ve kurduğu Vakıflar düşünülürse, OSMANLI’nın çevre temizliği ve doğa korumaya verdiği önem daha iyi anlaşılır.
Çevre koruma çabalarımızda; geçmiş tarihimiz bizler için bir ilham kaynağı olabilir.
Hoşça kalın…
30 KASIM – TOKAT GAZETESİ