PAZAR, ÜZÜMÖREN VE FİRAT… (5)
Hani, Üzümören’li gençler, kasaba mezarlığının musalla taşı yanındaki boşlukta top oynuyorlardı da Başkan Kazova; – Bu, burda olmaz! – demişti. Gençler de; – Ya bizimle burda top oyna ya da bize saha bul! – diye dayatmışlardı. Eski futbolcu Başkan da: hemen fen memurunu çağırıp, ne edip edip, 15-20 dönümlük bir saha açalım deyip Tapu Kadastro’ya da müracaat etmişti. Para? “– Parayı da bulduk; bu iş 1 ayda tamam!”
“ÇEK-ÇEK” nedir? Çek-Çek, kasabaya mahsus bir yolcu taşıma aracıdır ki; bir traktörün arkasına takılan uzun, enli, dengeli, yanları açık bir vagon olup, maliyeti 7-8 milyondur. Bu ucuz, pratik taşıma aracını ilk Niksar Belediyesi kullandı. Sanırız bunun patenti Niksar Belediye Başkanı Selahattin Hançer’e ait. Üzümören Belediye Başkanı da “Çek-Çek” diyor. “Üzümören-Firat yolunu ıslah edip, buraya çek-çek koyacağız. Traktörü olmayan çiftçilerimizi de sabah erken tarlalarına çek-çek’ le götürüp, akşam getireceğiz.”
Bir kasabanın hamamına bedava sıcak su nasıl bulursunuz? Bu hamam yanında bir matador ekmek fabrikası varsa, bu iş olur. Fırını ısıtan yakıt sisteminin dışa vuran ısısı boşa gideceğine, bir büyük su tankını ısıtır, buradan sıcak suyu hamama verirsiniz. Bu proje de Üzümören’in gündeminde bugün.
Böyle bedava proje binde birdir. Her iş ve proje paraya bağlı. “Yerel Yönetim” demekse, paranın büyük kısmının da o yerde bulunması demektir. Bu iki yönlüdür. Bir, genel bütçe payları daha büyük oranlarda yerel yönetimlere ayrılır. İki, gelir vergisiyle doğru orantılı şekilde yerel vergi alınır. O yörede kazanan o yöreye olan borcunu, konfor bekleyen de bunun bedelini ödemeye hazır olur. Bu işin kısaca izahı ve çözümü de budur zaten.
Biz hep merkezi hükümete, merkezi bürokrasiye, milletvekillerine ve Bakan hazretlerine dayı dersek: “Vesayet” kaçınılmaz olur. Hatta atanmışlar, seçilmişlere egemen olur. Mesela siz, Belediyenize işçi mi alacaksınız? Karşınıza “Vize” çıkar Başbakanlıktan vizeniz var mı? Efendim, Belediyelere bol para verdik, bu kez de çar- çur ettiler. Ancak parayı yerinde halk öderse, işin denetimini de halk yapar. Ve gerçek “yerinden yönetim” olayı başlar. Parayı bir yıl car-cur, iki yıl car-cur edersiniz ama üçüncü yıl edemezsiniz. Biz bu meseleyi, Pazar ve Üzümören’in gerçekten acar Başkanlarına açtık ve sorduk ve beklediğimiz tepkiyi aldık.
Onlar da yerinden “yönetim”, uzaktan “hükümet” edileceğinin bilincindeydiler, tıpkı bizim gibi.
İşte biz Pazar- Üzümören- Firat dönüşü bunları da düşünüyorduk.
9 HAZİRAN – SESİMİZ GAZETESİ