RECEP YAZICIOĞLU İLE GIYABİ SÖYLEŞİ
R.Y “-Devletleşme yerine milletleştirme yapılmasını tavsiye ediyorum.”
– “Devletçilik”in yanısıra “Halkçılık” ilkesi de vardı ama, halk işin kolayına kaçınca, herşeyi Devlet’ten bilip, Devlet’ten bekleyince, önünü de tıkamış oldu. Hala da “benim köyümü ilçe; ilçemi İl yapın!” talepleriyle devletleşme peşinde.
R.Y. –“Ankara, yetkilerini yerel yönetimlere devretsin. Ama bu sistemde hiç kimse, kendi eliyle ekonomik ve politik yetkilerini halka bırakmaz. Çünkü bunu isteyen halk yok.”
– Yok, çünkü halk güya kendi seçip Ankara’ya gönderdiği milletvekillerinin peşinden kendisi de gidip onlardan iş, terfi, tayin veya kredi istiyor. “Ne kopartırsam o kardır” deyip temenna çakıyor. Yani bir kısım halk, bunu hep yapıyor. Geriye kalan gariban halkın ise zaten hiçbir talebi yok…
R.Y. “Gelin Başbakanlığı ihaleye çıkaralım. Buna gönüllü olanlar ihaleyle alsın, biz de kurtulalım.”
– Yine de kurtulamayız. İhale masrafları ne olacak…
R.Y.-“Türkiye’de herşey tartışılıyor da enflasyon niçin tartışılmıyor?”
– Şundan dolayı ki; halkın bir kesimi zaten enflasyon zengini olmuş. Halkın büyük bir kesimi ise, bu dünyadan ümidini kesip, bir takım sözde şeyhlerin, seyyitlerin, mürşitlerin peşinde Cennet-i ala’dan bir köşk kapmanın umuduyla ahiret işleriyle meşgul; nesine gerek enflasyon!.
R.Y.-“Bakanların sayısını bile bilmiyoruz. Milletvekili sayısını 550’ye çıkardılar. Gelin bakan sayısını da 270’e çıkaralım. İki yıllık dönüşümlü ve de bölüşümlü görev yapsınlar, kimsenin hakkı kalmasın.
– Onlar zaten bize danışmadan bu işi hallediyor. Dört yıllık bir yasama döneminde bakan olan milletvekili sayısı 270 olmasa bile, rahat 170 oluyordur. Halkın beklentisi de aynı değil mi? “Ah, ilimizden bir “Bakan” çıksa; bir değil, iki, hatta üç bakan çıksa!”, “Ah, benim milletvekilim bir bakan olsa!” diye sayıklamıyor muyuz? Bakan olunca da, “İlimize, hatta bizzat bize hizmet, iş terfi, mevki, para, fabrika yağdırsa!” diye bir beklentinin içine girmiyor muyuz?”
İşte işin püf noktası burada. Al takke ver külah, biz de böyledir işler…
Hoşça kalın…
15 TEMMUZ – TOKAT GAZETESİ