SANIK SANDALYESİNDE BİR GÜNAH KEÇİSİ (2)
Koca bir devleti hem sanık sandalyesine oturtmak, hem de günah keçisi yapmak hani az-buz bir maharet değil. Bunu nasıl başarıyorlar diye bayağı merak ediyoruz.
Tarih boyunca, dünyadaki toplumların, ulusların ve devletlerin geçirdikleri nice devirler, yaşadıkları nice olaylar vardır. Tarihte neler olmuş neler… Bütün bunlar ihtiyar tarihin tozlu arşivlerinde yerini almış. Olan biten şeylere ve kim kime ne yapmışsa, bırakın Tük hükümünü versin.
Günlük siyasete ve çıkar ilişkilerine Tarihi alet etmeyin. Desek de pek önemi yok. Çünkü günümüzün gelişen olayları bunun aksini söylüyor.
Sözde ‘Ermeni soykırım’ diye, Osmanlı’ya, dolayısıyla Türkiye’ye ve Türklere yönelik bugünkü suçlamaların bir de dünü vardır. Bu bakımdan, kışkırtıcı olarak başı yine Fransa çekmiştir.
Fransız tarihçiler Ermenileri Urartu Devleti’ne bağlarlar. Ermeni tarihi ile ilgili eserler, 1850’den sonra Fransa’da yazılmaya başlatılmıştır. Fransa, kendi Ortadoğu politikası yönünden, Ermenileri Urartuların torunları tezini öne sürerek 1850’den sonra Osmanlı Devletine karşı kullanmaya başladı. E. Duvalier, Urfalı Mateos Vakayinamesini Ermeniceden Fransızcaya çarpıtıp saptırarak çevirdi.
Tarihsel olayların yorumunu yalnız Fransa değil, diğer sömürgeci devletler (A.B.D., İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda vb.) de çarpıtıp istismar etmişlerdir. Adı geçen ülkelerin Ortadoğu siyasetleri ‘mevcut ihtilafları artırmak ve istismar etmek’ esası üzerine kurulmuştur.
Ortadoğu da gerçekleşecek istikrar, her halükarda, süper güçlerin menfaatlerine set çekmek anlamını taşımaktadır. Peki, Ortadoğu’da ve Asya’nın Avrupa’ya açılan kapılarında geleceğin lider gücü olarak kim duruyor? TÜRKİYE. A.B.D. ve Avrupa Birliği ülkeleri petrol ihtiyaçlarının % 66’sı Ortadoğu’dan sağlanmaktadır. Dünya petrol rezervinin de % 67’si bu bölgede bulunmaktadır. Pek yakın tarihten Saddam’ın Kuveyt’e saldırması sonucunda neler olduğunu gördük. Bundan önce patlayan İran-Irak harbi yıllarca sürdü ve her iki ülkenin yüzlerce milyar petrodolarları boşa gittiği gibi nice insan da boşuboşuna öldü. Bütün bunlar emperyalist oyunlardır. Emperyalist güçler, ülkemizde de istikrarı bozan birçok oyunu sahneye koymaktan geri durmamıştır. 1970’li yıllarda başlayan Ermeni Asala terörü ve bunun ardından, 1984’de başlayıp yıllardır süregelen P.K.K. terörü, bunun kanıtı değilse nedir?
Devam yarın. Hoşça kalın…
6 HAZİRAN TOKAT GAZETESİ