SEÇİME 10 KALA

SEÇİME 10 KALA

SEÇİME 10 KALA

7 Haziran seçimlerine geri sayım başladı. Bu seçimlere de yine 12 Eylül mirası ‘’seçim yasası’’ ve ‘’siyasi partiler yasası’’ ile gidiyoruz. ‘’seçim yasası’’nın Alameti farikası ‘’barajlı D’Hont’’ sistemidir. Bu sisteme bir de bizde olduğu gibi yüksek bir baraj (%10) konuşma MECLİS’e iki veya üç, bazen dört parti, taş çatlasa beş parti ancak girebilir.
Peki ama bu durumda bir nevi sulta kurulmuş olmuyor mu? İktidar partisi devletin ve iktidar gücünün bütün nimetlerinden yararlanıp gitgide palazlanır ve güçlenirse, hatta zamanla kontrolden çıkarsa (Meclis içi muhalefet ve Yargı denetimi de etkisiz kalırsa) demokrasi ve özgürlüklerin yerini despotluk, baskı ve yasaklar alırsa ne yapacağız? Demokraside sınırsız güç sahibi olmak yoktur. İktidar gücünün kullanımında ‘’Güçler ayrılığı’’ ilkesi vardır. Yasama, yürütme ve yargı ekleri tek bir otoriteye bağlı olmaksızın anayasal görevlerini dengeli bir şekilde yaparlar. Ayrıca demokratik rejimin olmazsa olmazları olan basın (medya) ve halkın örgütlü gücü ( sendika, meslek odaları, dernekler vb.) de devreye girip, demokratik rejimin sağlıklı işlemesine katkıda bulunurlar.
Bütün bu kamusal ve sivil kurumlar devrede olduğu halde, hak-hukuk-adalet, sosyal adalet (milli gelirin hakça paylaşımı) ve diğer demokratik hak ve özgürlüklerin )örneğin : toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı) özetle temel, evrensel insan haklarının sürekli gözetilmesi ve korunması gerekir Bunun da sigortası bilinçli yurttaşların varlığıdır.
Demokrasi demek, siyasi partilerin dört ve beş yılda bir vatandaşın önüne seçim sandıklarını koyup ‘’haydi şimdi demokrasi zamanı, bizim düzenlediğimiz listelere, seçtiğimiz isimlere’’ sen de ‘’EVET’’ mührünü bas, ondan sonra ötesine karışma demek değildir. Seçim sonucu ‘’milli irade’’ tecelli etmiştir deyip, artık iktidar olarak ‘’ben istediğimi yaparım, her şeyi kitabına uydururum, istersem anayasayı dahi çiğnerim’’ demek hiç değildir.
Kısacası elbette ‘’Sandık’’ önemlidir. Oradan çıkan irade elbette değerlidir, ama bu her şey demek değildir. Bu siyaset kurumuna ‘’keyfi yönetim’’ hakkını bahşetmez. Ayrıca, bir başka temel kural da milli iradenin mutlaka milli egemenlik esasına dayanmasıdır ki bu da hür ve bağımsız bir ülke olmak, yani hiçbir yabancı devletin himaye ve vesayeti altında olmamaktır. Bir takım yabancı güç odaklarının icazet veya projeleriyle bir siyasi parti kurulur, genel başkan veya başbakan filan olunursa bundan ne memlekete ne de millete hayır gelir.
Sonuçta ‘’Sandık’ın ve ‘’seçim’’in de anlamı, evrensel hukuk ve ilkelerin yanı sıra kendi geçmişimiz ve tarihimizden de esinlenerek, ders çıkartarak demokrasi çerçevesinde Vatan’da birliği ve dirliği sağlamak ve aydınlık ufuklara yelken açabilmektir.

29 MAYIS TOKAT HABER GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir