By SEMPOZYUM NOTLARI (2)
Demokrasiyi nasıl bir vazo gibi aldıksa eğitim modellerini de öyle aldık. Hep montaj. Milli maarif etiketi altında hep gayrı milli eğitim modellerinin montajı…
Türk maarif sistemine damgasını vuran görüşler, ister Tanzimat, ister Cumhuriyet devri olsun, hep yabancı patentli: Fransız, Alman, Amerikalı, Belçikalı veya İsviçreli uzmanların görüşleri, tavsiyeleri körü körüne uygulanmış.
Yabancı görüşlere kapılarını ardına kadar açan Türk Maarifi ve Türk Milli Eğitim Sistemi, pragmatik, sosyalist, progresif, helenist, darwinist nihilist, immoralist cereyanların etkilerinde çalkalanmış durmuş. Değişim tam anlamıyla bir yaz-boz tahtası olmuş.
Çarpıcı bir örnek mi istersiniz? 1924 yılında Türkiye’ye çağrılan Amerikalı meşhur eğitimci Johan Duvit, Türkiye’ye gelmiş ve genç Cumhuriyetimize iki rapor sunmuş. Bu raporlar gözü kapalı hemen uygulanmaya konmuş, hem de titizlikle Jhon Duvit’nin Türkiye’de kalış süresi topu topu 58 gün. Bu yabancı uzman koca bir ülkeyi 58 gün de nasıl tanıyabildi? Hayret doğrusu. Onun raporlarıyla 20 yıl idare etmişiz. Bu arada Belçikalı, İsviçreli uzmanlar da gelip gitmiş. Köy Enstitüleri Duvit’in raporlarına uygun olarak kurulmuş.
Cumhuriyetin ilk yıllarında yeni bir millet yaratma romantizmiyle avunuyorduk. Romantik bir idealizm düşlerimizi süslüyordu. 1950’li yıllar gelmiş, yine yabancı uzmanların katkısına buyur denmiş… Velhasıl eğitim karmaşası hiç bitmemiş. Nihayet bugünlere, son yıllarının Anadolu Liseleri şeklinde yaygınlaşan “yabancı dille öğretim” faciasına iş gelip dayanmış.
Milli kültür değerlerimize ters düşen Batı kültürünün insan, doğa, evren anlayışındaki derin farklılıklara hiç aldırmadan alınan yeni değerler, yeni kavram ve yeni kurumlar sonuçta yapay bir ortam oluşturmuş, böylece kültür çatışmalarına zemin hazırlanmıştır.
Kültür çatışmaları, siyasi çalkantıları ve ekonomik bunalımları beraberinde taşımıştır.
Geleneksel değerler sorgulanmaya başlamıştır. Tarihsel köklerinden koparılmış Türk insanı. Çıkarcı, bireyci, köşe dönücü tiplemelerle karışık yılgın, bezgin, ezgin, üzgün modellere dönüşmüştür.
5 EKİM – SESİMİZ GAZETESİ
