SEMPOZYUM NOTLARI (3)
İşte böyle, gözü kapalı bir Batı hayranlığı ile yabancı uzmanların eline körü körüne teslim ettiğimiz bir eğitim sistemi. Niye böyle oluyor? Hep yabancı modellerin peşine düşüyoruz? 58 günde hazırlanmış bir raporla 20 yıl idare ediyoruz. Bu tutmadı, bir başkası… O da tutmadı, daha başkası. Olmadı bir daha… Haydi yine olmadı, bir daha…
Tanzimat öncesinden beri bu böyle gelmiş, böyle gidiyor. Şimdi de tuttuk ne yapıyoruz? Anadolu Liseleri şekliyle bütün yurt sathına yayılan yabancı dille öğretim modeli. Geçer akçe dilde tabii ki İngilizce. Şimdi sayıları her gün çoğalan, bırakın büyük ve küçük şehirleri, kasabalarda dahi kurmayı marifet saydığımız Anadolu Liseleri… Ve bu liselere girebilmek için korkunç bir yarış. Üstelik masrafı bir hayli kabarık okullar. Mali durumu iyi olan da olmayan da bu yarışın içinde. Öbür yandan bu yarışı körükleyen bir özel dershane sektörü.
Daha ilkokulu yeni bitirmiş körpecik beyinler, müthiş bir rekabet ortamına yarış atları gibi sokuluyor. Çünkü Anadolu Liselerine giriş sınavla. Girse de, bitirse de ne olacak ki sanki? Üniversite kapısına gelecek, birazcık İngilizce öğrenmiş olacak.
Üstelik bu okullarda özellikle fen dersleri yabancı dille veriliyor. Sempozyumda bu konu tartışıldı.
“Mili Kültür ile Yabancı Dil Öğretimi Arasındaki Münasebet” başlıklı tebliğinde Prof. Dr. Bayram Kodaman; -yabancı dille bilim üretilmez- dedi. Ana dilinizi bırakıp yabancı bir dile, yani doğrudan yabancı dille düşünüp muhakeme ederek mantıksal, bilimsel sonuçlara varamazsınız.
Diyelim ki, yabancı dille, yabancı kavramlarla düşünerek problemi çözdünüz, fenni bir sonuca vardınız veya ilmi bir teori geliştirdiniz. Bunun için sarf edeceğiniz enerji, aynı konuda ana dilinizle sarf edeceğiniz enerjinin tam 10 mislidir. Değer mi buna? Yabancı dili çok iyi öğretirsiniz ve öğrenirsiniz. Bu gibi okullarda yabancı dil öğrenimine ağırlık verirsiniz, bu normaldir. Ve bu teşvik edilir.
Yabancı dil öğretmek ayrı şeydir. Yabancı dil öğrenimi ayrı şey. “Yabancı dille öğretim” ile “yabancı dil öğrenimi” arasında karlı dağlar vardır. “YABANCI DİLLE ÖĞRETİM” emperyalizmin, gizli sömürgeciliğin az gelişmiş veya geri kalmış ülkelerde ve bilhassa kendi sömürgelerinde uygulattığı bir modeldir. Bu model bir beyin erozyonudur. Bugün memlekette, kaliteli öğretim safsatasıyla on binlerce beyin erozyona uğruyor. Kimse tınmıyor bile. Şu halimize bakın. Üstelik, bir gösteriş olmuş. Ama o okullar ne veriyor, ne götürüyor hiç mühim değil (!)
6 EKİM – SESİMİZ GAZETESİ