SHP İL KONGRESİNDEN NOTLAR (3)
Haklı olarak, “Ya öyle mi?”, “Acaba öyle mi?” diye sorarlar.
Kitle partisi olmanın birinci özelliği ideolojik bağnazlıktan sıyrılmaktır. İdeolojik bağnazları ya bünyende eritirsin, eritemiyorsan bünyeden hiç acımadan atarsın. Siyasi bir parti, ne Darülacezedir, ne de prototip barınağı. Hele ana muhalefet isen, iktidara oynuyorsan, oyunun kuralını bozmayacaksın. Demokrasinin evrensel kuralları bellidir. Bağırtı, çağırtı, gürültü, öfke ve şiddet kapıdan girerse, fikir ve sağduyu pencereden çıkar. Kitlelere yeterince güven veremezsiniz. Kemikleşmiş gibi görünen oy tabanınızı dahi uzun süre tutamazsınız.
Nitekim kürsüde konuşan bir delege aynen şöyle dedi: “Önümüzdeki mahalli idare seçimlerinde oy yüzdemizi artıramazsak, seçmen kitlemize, boşuna ayak bağı olmayalım artık.”
İnsaf, dinin yarısıdır. “Tenkit”in yerini karalama-kötüleme almamalı. İktidar yolu, sarp ve çetin, çileli bir yoldur. Seçmenin karşısına inandırıcı tenkitlerle, akılcı reçetelerle, gerçekçi delillerle, yeni kanun tasarılarıyla çıkacaksınız. Dağarcığınızda ve koltuğunuzun altında bunlar olacak. Türkiye 10 yıl önceki Türkiye değil, 1 yıl önceki Türkiye de değil. Dünya dönüyor ve dönerken de çok şey değişiyor.
Modası geçmiş sloganlarla hala siyaset yapılacağını sanıyorsanız, çağın gerisine düşersiniz. Hatta çağdaşı bile kalırsınız. Üstelik Özal’ın “Çağ atlıyoruz” sözü de, daha inandırıcı olur.
SHP, Atatürk’çü yolda bir partiyiz diyorsa, Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu bir parti ise, Atatürk’ün solcu, sosyalist, filan değil; akılcı, fakat aynı zamanda inançlı, buz gibi bir Türk Milliyetçisi olduğunu asla unutmamalı!…
3 HAZİRAN – SESİMİZ GAZETESİ