By ŞİDDET, TERÖR ve SAVAŞ SARMALI
“Şiddet” kelimesinin sözlükteki karşılığı “sertlik”, “sıkılık”, “kuvvet” olmakla beraber, toplumdaki yaygın kullanımı ve yüklenen anlam itibariyle insanların birbirlerine veya topluma yönelik olarak kaba kuvvet, darp veya silah kullanarak yaralama ve öldürmeyle sonuçlanan eylemleridir.
“Şiddet olayı” ise ortalığa korku salmak için her türlü silahlı eylem anlamına geldiğinden “terör olayı” nı çağrıştırmaktadır. Ancak “terör” ve “terörizm” yöntemli yıldırma ve korku salma yoluyla siyasi amaç da taşıdığından biraz daha farklı kavramlardır. Şundan belli ki geçmişte ve bugün dünyamızda birçok devletin, kendi siyasi emellerine hizmet edecek şekilde terör örgütlerini ve terörizmi destekledikleri veya kullandıkları bilinmektedir.
Elbette her ülke kendi sorunlarından öncelikli kendisi sorumludur. Ancak ülkesel sorumluluk, şiddet olaylarında geçerlidir ama terör ve savaş söz konusu olunca bölgesel ve küresel sorumluluk da devreye girer. Terör ve savaş en çok da zengin doğal kaynaklara sahip Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde hüküm sürüyor. Sömürücü yayılmacılık [Emperyalizm] bilhassa geniş İslam coğrafyası üzerinde etnik ve mezhepsel ayrışma ve çatışmaları körükleyip iç savaş ve askeri müdahale yöntemlerini uyguluyor, buradaki bazı ülkeleri de müttefik görüntüsü altında kullanmayı iyi beceriyor.
Ülkemize bakacak olursak ne görüyoruz? Yıllardır süren etnik bölücü terör; mezhepsel, laik-anti laik çatışmalara yol açabilecek dinsel taassup; hukuk ve insan hakları ihlalleri; anlık bir öfkeyle silah çekenler; kadınlara yönelik şiddet; töre cinayetleri; sinema filmlerinde, TV dizilerinde şiddet; gazete ve TV haberlerinde şiddet; siyasi arenada sürekli gerilim yapan şiddet üslubu…
Çoğu sorumsuzluk eseri çok ölümlü, trajik trafik kazaları; 70 gazetecinin tutuklu bırakılarak ve yüzlerce gazetecinin de haklarında açılmış sayısı binlere varan soruşturma ve davalar; 4-5 yıldır süren tutukluluk hallerinin adeta ceza infazına dönüştüğü Silivri’deki siyasi davalar; Batı Emperyalizminin çıkarları uğruna komşularımızla savaşın eşiğine getirilen Türkiye…
Ve sanki bütün bunlar olağan şeylermiş gibi şiddet, terör ve savaş sarmalına alıştırılan bir toplum…
Birkaç gün sonra yeni bir yıla gireceğiz. 2013 yılı şimdiden herkese kutlu olsun. İnşallah bu yeni yılda ilimiz, ülkemiz ve dünyamızda iyilik, güzellik, barış ve esenlik hakim olsun.
2 OCAK TOKAT HABER GAZETESİ
