SÖYLEŞİLER (3)

SÖYLEŞİLER (3)

SÖYLEŞİLER (3)

– Dünkü söyleşimizde, 13. yüzyıldan itibaren Ortadoğu’daki bilim hareketinin canlılığını yitirmeye yüz tuttuğunu belirtmeye çalışırken, o devirde Batı’da neler olduğunu sormuştunuz.
– Evet, Hocam, onu sormuştum. Yalnız “batı” derken malumumuz Avrupa’yı kastetmiştim; çünkü o tarihte Amerika henüz keşfedilmemişti.
– Tamam. 13 ve 14. yüzyıllarda Avrupa, hala ortaçağ karanlığını yaşıyordu. Katolik hristiyan taassubu herşeye egemendi. Ancak, 9. Ve 10 yüzyıllarda Endülüs – Emevileri ve 11. yüzyıldan sonra da Ortadoğu merkezli İslam medeniyeti Avrupa’yı etkilemeye başlamıştı. Nihayet Batı, 15. yüzyıldan itibaren uyanmaya başladı. Nihayet Batı, 15. yüzyıldan itibaren uyanmaya başladı. Avrupa için bu uyanış bir yeniden doğuş oldu ve adına “Rönesans” dendi. Rönesansın ardından “Reform” geldi. Rönesans ve Reform’la birlikte 16. yüzyıl Avrupa’sında bilim, sanat ve din, yeni anlayış ve kavrayışlarla gelişti.
– Ve böylece “Avrupa Medeniyeti” doğdu.
– Evet. Dinsel taassuptan, Kilise’nin baskısından kurtulmayı başaran Avrupa, özgür bir ruhla yeni bir medeniyetin temellerini attı. Burada şunu da hatırlıyoruz; Avrupa’da rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında, Müslüman Türklerin İstanbul’u fethetmesi, adeta bir şok etkisi yapmıştır. Bunun bir başka anlamı daha var. İstanbul’un Türkler tarafından fethiyle ortaçağ kapanmış yeni bir çağ açılmıştır. Bu yeniçağ itibariyle İslam medeniyetindeki gelişmeler, zamanla Arabistan merkezli Ortadoğu’da duraklamakla birlikte, özellikle Türklerin egemen olduğu bölgeler de 16. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.
– Yani bunun anlamı şu ki; 16. yy. ortalarında Osmanlı Devleti’nin yükselme devrinin sona erişiyle Avrupa medeniyetin yükselişe geçişi aynı zamana rastlıyor. Yeni bir zihniyetle bilim, teknik ve sanata büyük önem veren Batı her alanda yükselişe geçerken, İslamın özündeki bilim anlayışından giderek uzaklaşan Ortadoğu, daha kapsamlı ifadesiyle İslam âlemi gerileme sürecine giriyor.
– Bakıyorum işi farketmişsin iyicene. İki günde bayağı mesafe katetmişsin. Tebrik ederim.
– Ee, ne yapalım Hocam, bir rönesans ve reform da biz yapalım dedim kendi kendime.
– Sevdim seni. Madem öyle, söyleşimizi yarın ve yarından sonra da sürdürelim.
– Sevinirim Hocam .
………….
Hoşça kalın…

23 EKİM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir