SULAK ALANLARIN ÖNEMİ (1)

SULAK ALANLARIN ÖNEMİ (1)

SULAK ALANLARIN ÖNEMİ (1)

Bugünkü dünyamızda gelişmenin de, sanayileşmenin de, tarımın da, ekonomik sistemlerin de uymak zorunda olduğu üç ilke şudur: 1-Çevre değerlerini tahrip etmemek. 2- Doğal kaynakları akıllıca kullanmak. 3- Doğal dengeleri, ekosistemleri bozmamak. Bu ilkelere uymak zorunludur. Çünkü, uzun vadede ekonomik sistemlerin sürekliliğini sağlamak, sonuçta insanların refahını ve mutluluğunu temin etmek; herşeyden önce o sistemleri besleyen çevre değerlerini korumak ve geliştirmekle mümkün olabilir.
Doğal kaynaklarımız içerisinde önemli bir konuma sahip olan sulak alanlar, gerek barındırdıkları yaban hayatı, gerekse yöre ve ülke ekonomisine sağladığı katkılarla mutlak korunması gerekli ekosistemler olarak kabul edilmektedir.
Sığ göller, gölcükler, bataklıklar, sazlıklar, ırmak deltaları ve kumsallar şeklinde varolan sulak (sucul) alanlar hakkında uluslararası ilk sözleşme 2.2.1971 tarihinde Ramsar’da (Kanada) imzalanmış ve Ramsar Sözleşmesi diye anıla gelmiştir. O tarihten beri de 100 dolayında ülke bu sözleşmeye taraf olmuştur. Türkiye’nin taraf olması 30.12.1993 tarihindedir.
Ülkemiz, Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin sulak alanlarına sahiptir. Ülkemizde 1 milyon hektarı aşkın 250 kadar sulak alan mevcuttur. Bunların 18’inin uluslararası ölçülere göre A sınıfı, 45’inin ise B sınıfı nitelikte sulak alanlar olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar henüz yetersizdir. Pek çok sulak alana, gerek biyolojik değerlerinin, gerekse ekonomik özelliklerinin tesbitine yönelik araştırmalara ihtiyaç vardır.
Bizim Kazova’daki Kazgölü ve Sulusaray’da ki Uyuzlugöl, henüz araştırılması gereken korunmaya ve geliştirilmeye ihtiyaç duyulan sulak alanlar arasında sayılmaktadır.
Devamı yarın. Hoşça kalın..

11 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir