SULUSARAY KAPLICA TESİSLERİ NİÇİN BAKIMSIZ?
Sulusaray kaplıcalarına gidenlerimiz görüyor manzarayı. Ama ta ki içine girip çıktıktan sonra… Yoksa adı bile çekicidir: “SULUSARAY”… Bir kaplıca için bulunmaz bir ad… Sulusaray öyle sıradan bir kaplıca değil. Suyu gerçekten şifalıdır. Bu özelliği dolayısıyla da Dünya şifalı sular literatürüne, tıp literatürüne geçmiştir.
Bilen bilmeyen Sulusaray kaplıcasına niyetle yola çıkar. Hastası, yorgunu, yolcusu şifa bulacak dinlenecek… O heyecanla yola koyulmuşsunuz ve nihayet kaplıcanın levhası karşınıza çıkar: “Tokat İl Özel İdaresi Sulusaray Kaplıca Tesisleri”, “İl Özel İdaresi” ibaresi ayrıca bir güven duygusu verir size. Herşeyin düzenli, tertemiz olacağını umarsınız.
Yoldan geldiniz, azığınız yoksa ve karnınız açsa önce bir lokanta arar gözünüz. Lokanta var, bu güzel işte. Çünkü eskiden yoktu. Lokanta var ama, ekmek yok. Hissemize iki küçük dilim düşmüşse ne ala. Her neyse iyi-kötü karnınızı doyurdunuz. Şöyle bir etrafı görmek için geziniyorsunuz. Tesisin otel ve motel kısımları insan dolu. Demek ki müşteri ve ilgi çok.
Müşteri çok ama, ilgisizlik daha çok. Bunu kaplıcanın hamamına girince ve çıkınca iyice anlayacaksınız. Hamamı işleten müstecir, sadece ve sadece giriş biletini toplamakla alakadar.
Bir kaplıcada ilk önce aranan nedir? Tabi ki temizliktir. Sulusaray kaplıcasında temizliği aramak, altın aramak gibi bir şey… Çünkü yok!
Eskiden hamamın çevresinde kavak ve söğüt ağaçları vardı, çayır-çimen vardı. Bugün eser yok. Hamamın hemen yanına arabalar girip çıkıyor. Her arabanın girişiyle bir toz bulutu kalkıyor. O anda beki hamamdan çıkmışsınız, saçınız başınız toza bulanır. En basitli, şu arabalara tesisin dışında uygun bir park yeri de mi bulanamaz?
Sulusaray Belediyesi ne güne duruyor? Bir zabıta kontrolü, sağlık kontrolü çok mu zor? Ara sıra da olsa bir doktor denetimi çok mu zor?..
27 AĞUSTOS- SESİMİZ GAZETESİ