TATİLE Mİ, ÇALIŞMAYA MI? (3)
Bir kanun teklifi MECLİS GENEL KURULU’n geldiğinde Milletvekilinin rolü nedir? Bu rolü kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Teklifin kanunlaşması yolunda, muhalefetin yapacağı engellemelere karşı nöbet tutacak (Yoklamalarda her an hazır bulunacak) ve maddeler oya sunulduğunda her seferinde parmak kaldıracaktır.
Milletvekilleri, kanun maddeleri ayrı ayrı görüşmeye açıldığında, değişiklik önergeleri verebilirler. Ancak bu, liderin gösterdiği doğrultuda veya parti grubunun izniyle olabilir. Liderin talimatı veya parti grubunun kararı dışında, muhalefet de edemez, tartışamazlar da.
İnanmasalar da parmaklarını kaldırmak zorundadırlar. Bunun aksine hareket eden, başka bir deyişle kendilerine verilen rolü iyi oynamayanların akıbetleri bellidir: Disipline sevkedilip partiden ihraç edilirler; bir daha seçilmeleri de çok zordur. Bunlar başka partilere geçseler de ön sıralara geçmek kolay olmaz. Tövbekâr olarak, eski partilerine dönenler görülür.
MECLİS’in görevi, milletvekillerin asli görevi kanun yapmaktır. Milletvekillerinin bu asli görevlerini nasıl yaptığını veya yapamadığını gördük. Neticede yasama görevini, çıkacak kanunlara herhangi bir katkısı olmaksızın, sadece istenen şekilde parmak kaldırarak yapabilen milletvekili, başka bir rolü üstlenir. Bu yeni yol, asli görevinin yerini alacak ve milletvekilimiz artık seçmenlerin iş takipçisi olacaktır. Tabii başta delegelerin, partili seçmenlerin işlerini takip edecektir. Yani yasamaya değil, yürütmeye soyunacaktır.
Bir Milletvekilinin bürokraside iş yaptırmasının da bir takım yol ve yöntemleri, hatta taktikleri vardır. Bunları bilmeyen iş takipçiliğini de yapamaz.
MECLİS İÇ TÜZÜĞÜ ise başlıbaşına bir âlemdir.
MECLİS’in çalışmasını düzenleyen iç tüzük hakkında bu iç tüzük, Meclis’in çalışması için değil, sanki çalışmaması için tanzim edilmiş. Milletvekilinin eli kolu lider sultası, parti disiplini ve grup kararları dışında, bir de Meclis iç Tüzüğü ile bağlanmıştır. Mademki İç Tüzük böyle de. Milletvekilleri bunu niye değiştirmez. Bu nasıl bir tüzüktür ki, herkes ondan şikâyetçi ama değiştirmeye de kimse yanaşmıyor, yani bu konuda çoğunluk bir türlü sağlanamıyor? Bu değişiklik, kimbilir kimlerin işine gelmiyor ki, yıllardır önüne taş konuyor? Bunu da anlamak kabil değil.
Bu durumda TBMM, doğru-dürüst çalışamıyor, iş yapamıyor. Siyasete kısır çekişmeler, hep ayın teraneler hâkim oluyor. Muhalefet iktidarı çelmeliyor, iktidar muhalefeti… Meclis gündeminde yığın yığın kanun teklifi beklemede. Çok önemli yasa tasarıları görüşülemiyor. Kanun olup hayata geçmiyor.
Hal böyleyken, ‘MECLİS tatile mi girsin, çalışmaya devam mı etsin?’ tartışması yapılıyor. Vatandaş da merak edip soruyor: Ha öyle, ha böyle ne değişecek?
Hoşça kalın…
3 HAZİRAN TOKAT GAZETESİ