“Tokat Bahçesi”

“Tokat Bahçesi”

Şehircilikte yeşilin nasıl korunacağını biliyor muyuz? Pek sanmıyorum. Yaşadığımız şehirden pay biçelim. Bir zamanlar adı “YEŞİL TOKAT” olan şehirden. Bu şehrin bağ ve bahçelerinin şöhreti yüzyıllara yayılmıştı. Mesela Fatih Sultan Mehmet Han zamanında Tokat bağ ve bahçeleri öylesine meşhurdu ki, İstanbul fetholunduktan sonra FATİH, TOKAT BAHÇESİ’nin bir örneğinin İSTANBUL’da aynen canlandırılmasını istemiş. Ve TOKAT KÖYÜ adıyla büyük bir bahçe yapılmış. Bugün gerek o köyde, gerekse Tokat’ta gerçek Tokat bahçesinde kaç numune kalmıştır dersiniz?
Bağ, bahçe, yeşillik, çiçeklik bunlar lüks şeyler değil. Fakat biz adeta bu güzellikleri lüks haline getirdik.
Şimdilerde evlerimizde, balkon ve pencerelerimizde bulundurduğumuz saksılarla teselli bulunuyoruz.
Veyahut şehrin içindeki 5-10 metrekarelik, haydi haydi 1-2 dönümlük yeşil alanlarla, bakın bizim de yeşil alanımız var, biz de park-bahçe yaptık diye övünüyoruz.
Bu keyfiyet o yalnız Tokat için değil, hemen hemen bütün şehirlerimiz için geçerli bir hüküm olabilir. Ülkemiz şehirleri maalesef baştan ayağı, bir gayrimenkul rantiyeciliğinin sınır tanımaz hırsıyla çok katlı betonlaşma istilasına uğramıştır. Bu istilanın belki hızı kesilmiş, ama bitmemiştir.
Biz buralarda bu hallerdeyken, eloğul nasıl şehirler kurmuş, bir de bundan bahsedelim. Bundan birkaç yıl evvel LONDRA’da yaşayan bir hemşehrimizden aldığımız mektuptan bir bölümü buraya aktarıyoruz: “…Londra’nın ünlü Oksford Street’in bir arka sokağına geçtiğimizde küçük küçük yeşil parklar görebilirsiniz. Küme küme çiçekler, her taraf rengârenk. Parklarda “Çimenlere basmayın” yazmıyor, gidip çimenlere oturabiliyor musunuz? Londra’da kaç park var kimse bilmiyor. İsimlerini yazmak dahi kitapları dolduruyor. Şehrin içinde orman büyüklüğünde parklar bile var…” Öteki Avrupa şehirlerinin de hemen hemen Londra gibi olduğunu biliyoruz.
Yorumunu artık siz yapın. Hoşça kalın…

9 KASIM – TOKAT GAZETESİ