TOKATTA BOTANİK BAHÇESİ
Botanik Bahçesi; bitkiler üzerinde ilmî inceleme ve araştırma yapmak, az rastlanır türleri korumak ve çoğaltmak, her çeşit bitki ve ağacı insanlara tanıtmak ve sevdirmek amaçlarıyla kurulur. Burada çeşitli bölgelerden getirilmiş yabanî bitkiler, familyalarına göre sıralanır. Dağ bitkileri ayrı bir bölümde açık havada, tropik bitkiler kış bahçesi denilen özel bölümlerde yetiştirilir. “Ağaçlık” larda ise her türden süs ve orman ağaç ve ağaççıkları yeralır. Deneme bahçelerinde, bir bölgeye yeni getirilen bitkilerin oranın iklim şartlarına elverişli olup olmadığı incelenir.
Yukarıda tanımlanan şekilde, belirtilen özellikte bir botanik bahçesi TOKAT’ta var mı? Yok. Olması gerekir mi? Elbette. Şu nedenle ki Tokat, bitki türleri, orman ağacı, meyve ağacı ve biyolojik çeşitlilik bakımından ülkemizin en zengin yörelerinden biridir. Örneğin TOKAT meşe yatağıdır. Vaktiyle TEMA’nın kurucu başkanı Hayrettin Karaca ilimize gelmiş, orman gezisinde keşfettiği iki çeşit meşeyi Yalova’daki botanik bahçesine götürmüştü. Tokat’ta kırk çeşit meşe var.
Tarihî belgelerden edinilen bilgilere göre, iklim özellikleriyle birlikte tarihte TOKAT’ın bağ ve bahçeciliği çevresine örnek olmuştur. 1453’de İSTANBUL’un fethinden sonra, Türkler eliyle imar olunan Boğaziçi’nde ilk vücuda getirilen koru yanındaki TOKAT BAHÇESİ’dir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin birçok yerinde “Tokat’ta olduğu gibi bağ-bahçe ve bağ evleri” deyimi geçmektedir.
Tokat bağ ve bahçeleri asırlar boyu devam etmiştir. Ancak ne var ki ve ne yazık ki son kırk yıl içinde olan olmuş, hızlı ve çarpık kentleşme olgusu TOKAT’ı da vurmuştur.
TOKAT’ın o meşhur Malkayası Bağları, Kaşıkçı Bağları, Çağgölü Bahçeleri, Cemal Bağları’nın yerlerinde bugün yeller esmektedir. Yerleri beton yığınlarıyla dolmuştur. Beybağı, Topçubağı, Kemer ve Doğancı bahçelerinden de az birşeyler kalmıştır. Bugün Malkayası’nda ve Kaşıkçı’da üç-beş tane bağbahçe ya kaldı, ya kalmadı. Bunlardan bir tanesi Avukat Osman Özsoy’un bağıdır. Kendisi aynı zamanda eski bir orman mühendisi ve peyzaj mimarıdır. Onun doğaseverliği ve bilgisi, o bağın kırk yıldır yaşamasını sağlamıştır.
“Türk Bahçesi” niteliği ağır basan söz konusu bağ, yalnız Tokat’ta değil, Türkiye’de de türünün son örneklerinden biridir. Taşıdığı nitelik ve özellikleriyle bir botanik bahçesi olarak değerlendirilmesi mümkündür. Elbette ki yer tercihinde başka seçenekler de düşünülebilir. Örneğin Gümenek Parkı, Toprak-su Araştırma Merkezi veya ÜNİVERSİTE adına kamulaştırma yapılacak uygun bir arazi gibi.
TOKAT’ta bir BOTANİK BAHÇESİ kurulması konusunda aslolan şu ki; öncelikle bu fikir benimsenecek, ardından ilgili bir kurum veya kuruluş (İl Özel İdaresi, ÜNİVERSİTE, Belediye, TEMA veya özel bir girişim) işin projesini hazırlayıp hayata geçirecek. Konumuz öncelikle duyarlık bekliyor.
18 NİSAN TOKAT HABER GAZETESİ