TOKAT’TA DEPREM GÜVENLİĞİ (1)
Toplumsal ve çevresel yıkımlara yol açan tabiat olaylarına “doğal afet” diyoruz. Adi üstünde doğal afet, yaşadığımız yerkürenin doğasından ileri gelir ve bundan dolayı da kaçınılmazdır. Deprem, sel, fırtına, kasırga, göçük, çığ vb. Doğal afetler, tarih öncesi ve sonrası tüm zamanlarda vardı ve bundan sonra da olacaktır.
En yıkıcı ve dolayısıyla en korkutucu afet ise depremdir. En kısa tanımıyla deprem, yer kabuğunun ani titremesidir. Derinlerdeki belli merkezlerde oluşan basınç birikimleri sonucunda oluşan kopmalar, bunların şiddeti oranında sarsıntıya neden olurlar.
Bugüne dek olagelmiş depremlerin verilerine göre yapılan jeolojik, jeofizik ve sismik çalışmalar sonucunda yeryüzünün deprem haritaları çıkarılmıştır. “Fay hattı” denilen yer kabuğu kırılma noktaları, çizgileri ve yönleri belirlenmiştir. Bunlara “deprem kuşağı” deniyor. Ülkemiz bütünüyle bir deprem kuşağı üzerinde sayılıyor. İlimiz TOKAT ise Kuzey Anadolu fay hattı diye tanımlanan ve öncelikle Kelkit vadisini içine alan 1. Derece deprem kuşağındadır.
1942 yılında merkez üssü ERBAA olan büyük depremde, Erbaa ilçemiz, adeta yerle bir olmuş, NİKSAR, REŞADİYE ve TOKAT merkezinde önemli hasarlar meydana gelmiş, nice canları kurban veren ERBAA deprem sonrası yeni baştan kurulmuştu.
TOKAT’ta 1942 depreminde bugünkü Hükümet Konağı’nın bulunduğu alanda yer alan Ziraat Bankası, Halk evi ve Sinema binaları tamamen yıkılmış ve başka birçok bina ve çok sayıda ev hasar görmüştü. O tarihte ben beş yaşındayım. İki katlı ahşap evimizin çatısında hasar olduğu için, KIZILAY’ın verdiği mahruti çadırı komşunun bahçesine kurmuş ve bir hafta bu çadırda kalmıştık.
( SÜRECEK… )
22 MAYIS TOKAT GAZETESİ