By
TRAFİK LAMBALARI
Bir Alman turist, Türkiye gezisinden ülkesine dönüşünde intibalarını anlatırken: “Ben Türk’lerin en çok cesaretine hayran kaldım.” deyince, “Nereden anladın?” diye sormuşlar. O da: “Caddelerde karşıdan karşıya geçişlerinden anladım.” demiş. Çünkü bir Avrupalı gözünde, trafik sinyal lambaları, yaya geçitleri veya trafik polisi olmaksızın caddede karşıdan karşıya geçmek, intihar etmek gibi bir şey demektir. Demek ki biz, birçok sorunları cesaretimizle hallediyoruz. Yani biz Türkler için trafik lambalarına, sinyalizasyon sistemine, trafik işaret levhalarına ne lüzum var? Trafik Polisini de hiç zahmete sokmadan, yayalar ve sürücüler olarak, kendi işimizi kendimiz görürüz.
İşte bu meziyetimiz dolayısıyla, G.O.P. Bulvarında vaktiyle yapılan trafik lambaları sistemini çalıştırma ihtiyacını duymuyoruz. Bu sistem bozulmuş durumda halen. Ama ne zaman bozulmuş? Ne kadar çalışmış ve nasıl bozulmuş? Doğrusu meraka değer sorular. Milyonca para sarfedip böyle bir tesisi kur, ancak 5-10 gün, bilemedin birkaç ay çalıştırıp, bozduktan sonra bir kenara bırakıver. Yani biz, bu gibi tesisleri bozulunca hemen vazgeçmek için mi kuruyoruz? Bunu kuran firma tesisin düzenli çalışmasını kontrol etmek, yılda bir bakım ve muayenesini yapmak, belli bir süre çalışmasını garanti etmek gibi yükümlükler taşınmaz mı?
Doğrusu meraka değer sorular. Trafik lambaları hem trafiğe çeki düzen vermek, muhtemel kazaları önlemek gibi işlevleri yanısıra, şehirlere modernize görüntü veren bir özellik de taşırlar. Avrupalı, günümüzde bu sistemi, kara yollarına, köy ve kasabalarına kadar yaygınlaştırmış. Biz ise büyük şehirlerimizde dahi doğru dürüst kullanamıyoruz, çalıştıramıyoruz veyahut çalıştırsak da riayet etmiyoruz.
Gazi Osman Paşa Bulvarında trafik lambalarına vaktiyle lüzum vardı ki bunlar kurulmuş. Lüzum yok idiyse kurulmasına niye karar verilmiş ve niye kurulmuş? Haydi vazgeçtik, şimdi bu trafik lambalarına lüzum ve ihtiyaç varsa bunları çalıştıralım lütfen. Yok eğer lüzumsuz şeylerse bunları sökelim, yani “Trafik lambalarımız var” diye kimseyi aldatmayalım ne olur!
21 NİSAN – SESİMİZ GAZETESİ
