By TURİZM DÜŞÜNCELERİ (2)
“TURİST” kelimesi dilimize iyice yerleşmiş durumda. Türkçe karşılığı olan ‘gezgin’ ve ‘seyyah’ kelimelerini günlük dilde pek kullanmıyoruz. Bu kelimeleri daha çok, gezmeyi, seyahat etmeyi, kendisine sürekli iş veya uğraş edinmiş kimseler için kullanmayı yeğliyoruz. Turist’in Türkçe tam karşılığı ‘gezmek’ olabilir. “TURİZM” sözcüğü de ‘gezi’ veya ‘seyahat’ anlamlarını taşımakla beraber daha geniş anlamları taşıyan bir terimdir. ‘Turizm Bakanlığı’ yerine ‘Gezi Bakanlığı’ dersek, herhalde istenen anlatım tam vurgulanmış olmayacaktır. Turizm ve turist deyince, hemen aklımıza Ülkemize gezmek için gelen yabancılar geliyor. Bizzat kendimizin de turist olabileceğini ilk etapta pek düşünmeyiz. Oysa ki bir yılın küçük bir zaman diliminde bir kez veya birazcıksa olsa ‘turist’ olabilmeliydik. Ama olamıyoruz.
Nüfusumuzun belki %10’u turist olabiliyor. Turist olmak için, kendi yörenizden kalkıp yabancı bir ülkeye veya kendi ülkenizin başka bir yöresine değişik maksatlar için de olsa belli bir süre gezi niyetiyle yola çıkmak gerekiyor. “Turizm sektörü” bir bütün teşkil etmekle beraber, “Dış Turizm” ve “İç Turizm” olarak iki dala ayrılıyor.
Günümüzde turizm çok çeşitlenmiştir. “Sahil (deniz ve güneş) turizmi”, “Kültür ve Tarih turizmi”, “Doğa turizmi (dağ-yayla-orman-av)”, “Sağlık turizmi”, “Fuar-festival turizmi”, “İnanç turizmi”, “Kongre turizmi”, “Karnaval turizmi”, “Spor turizmi”, başlıca turizm çeşitleridir. Turistin hoşça vakit geçirmek istediği de göz ardı edilmeyerek programlara ‘eğlence’ unsuru da katılmaktadır.
Ülkemizdeki turizm, daha ziyade AKDENİZ ve EGE’nin turistik sahillerinde yoğunlaşmış, ANTALYA merkezli bir etkinlik kazanmıştır. Zengin tarih ve kültürümüzü, Anadolu medeniyetlerini henüz yeterince dünya turizmine sunabilmiş değiliz. Bu yönde bilhassa İSTANBUL umut veren bir cazibe merkezidir. Bütün şöhretine rağmen İstanbul dâhi, bir PARİS, bir LONDRA, bir MADRİT veya ROMA, VİYANA gibi tarihi şehirlerle mukayese edildiğinde turist çekme bakımından istenen kıvama gelmiş sayılmıyor.
Devamı yarın. Hoşça kalın…
8 MAYIS – TOKAT GAZETESİ
