By TÜRK ATLANTİK ANDLAŞMASI DERNEĞİNCE DÜZENLENEN TOPLANTIDAN NOTLAR (3)
Biz öyle lobi filan da kuramayız. Ya ne yapalım? Devrim yapalım, yakıp yıkalım! Daha itfaiye çavuşluğu bile yapmadan, kestirmeden başa geçecek ve Türkiye’yi hemencecik kurtaracak (!) Sömürü çarklarını durduracak, 24 saatte her şeyi düzelteceksin. Görüyorsunuz değil mi, vatan kurtarmak ne kadar kolaymış!
Seminerin başkanı eski Dışişleri ve Milli Savunma Bakanı Ü. Haluk Bayülken, uzmanlık ve Türklük ülküsüyle yoğurduğu yetkinliğini konuşturdu. “Merak etmeyin, bizim de lobilerimiz var.” Ve seminerin birinci günü salondan çıkarken yanında ki arkadaşına şöyle diyordu: “Türk Hariciyesi’ni savunmak için kan-ter içinde kaldım” Bu sözde, saklı bir anlam var gibiydi. Kendisine bir daha rastlarsam sorarım belki.”
Amerika ve NATO, bize hep 2.Dünya Harbinden kalma silah ve depo artığı hurda malını mı kakalıyordu. Biz, ordularımızın silah ve teçhizatlarını temin etmek için ne yapıyorduk? Parasını verip alıyorduk, bir. Hibe yardımı şeklinde iki. Çok ucuz ve uzun vadeyle alıyorduk, üç. Ordumuzda eski silah da var, en moderni de. Bir kere, parasını verip aldığımız harp araç ve gereçlerini, pek tabii ki, ince eleyip sık dokuyup almaz mısınız?
“Bize eski silahları kakalıyorlar” demekle niçin kendimizi aşağılarız? Enayi gibi görürüz? Türkiye NATO’nun ileri karakulluğunu yapıyor veya Ortadoğu’da jandarma görevini üstleniyor demekle niye T.C. Devleti’ni, dolayısıyla kendi kendimizi hep hafife alırız?
Silah meselesini konuşan eski Sivas Milletvekili ve K.H.O. Öğretim üyesi ve TAAD üyesi Cevad Odyakmaz, bir temsil getirdi.: “Sizin, evinizde denizden kalma, (93 Harbi)nden kalma bir tüfeğiniz de varsa ve bu, tüfek patlıyorsa, siz bu tüfeği eski diye atar mısınız?”
O esnada ön sıradan bir espri çıktı: “Antika değeri de var!” (Gülüşmeler). Esprinin sahibi Hüseyin Abbas’dı.
16 NİSAN – SESİMİZ GAZETESİ
