By “TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN!” (2)
EROZYON’ a karşı mücadele sorumluluk, vatandaş açısından ne denli büyük ise, DEVLET’in sorumluluğu da o denli büyüktür.
Önce bir soru:
Erozyon’la mücadele etmek için dünkü ve bugünkü hükümetlerin hazırladığı ve MECLİS’in onayladığı devlet bütçesine konan para ne kadardır?
Bu sorunun cevabını TEMA VAKFI Başkanı ünlü çevreci Hayrettin Karaca’nın ağzından verelim:
Bir adet tank parası! Bir tank parası nedir?
Üç trilyon, bilemediniz beş trilyon lira.
Oysa, evet oysa bu 3-5 trilyonu her yıl BİN’le çarpmak gerekirdi. Yani erozyonla mücadele için her yıl 3-5 katrilyon ayrılmalıydı ve bu para en verimli şekilde kullanılmalıydı.
Burada şunu vurgulamak gerekiyor:
ÇÖLLEŞME, 50 yıl sonra başlamayacak, 50 yıl sonra bitecek. Bizler maalesef, ecdat kanlarıyla sulanmış ve halen de uğrunda şehidler verdiğimiz bu aziz vatan topraklarında çölleşme olayını yaşamaktayız.
ALLAH KORUSUN, yarın bir gün kum fırtınalarının içinde kaybolmak istemiyorsak, tez elden ne yapacaksak yapmalıyız.
Bir defa öncelikle kırsaldan kentsele büyük göçü durdurmalıyız. Göçün bir sebebi de erozyondur ama, göç ölçüyü kaçırınca da yeni bir erozyona yol açmaktadır. Bu kez de terkedilen taşra toprakları bakımsızlıktan dolayı yeşil örtüyü kaybediyor.
Yeni yerleşim alanlarındaysa, arsa temini ve rantiyesi için ormanlar katlediliyor. İşte erozyon, güzel yurdumuzda her geçen gün katlanarak ilerliyor. Yeni yeni mevziler kazanan bir düşman ordusu gibi ilerliyor. Savaşmayı göze alamayanları püskürterek günümüzü ve geleceğimizi karartıyor.
Nasıl ki düşmana bir karış toprağımızı vermiyorsak, erozyona niçin teslim olalım ki?! .
Aynı cesaretle karşı durmalıyız. Erozyon bir kader olamaz!
İhmalin, neme lazımcılığın, cehaletin ve ihanetin adı olabilir.
10 KASIM TOKAT GAZETESİ
