Ülke Savunması Kutsal Bir Haktır! (1)

Ülke Savunması Kutsal Bir Haktır! (1)

Ülke Savunması Kutsal Bir Haktır! (1)

Tıpkı insanların yaşama hakları gibi, bir milletin ülkesinin savunması da en doğal ve kutsal hakkıdır.
Türklerin yurdu, güzel ülkemiz, vatanımız TÜRKİYE, yıllar yılı terörün boy hedefi yapılmıştır. Tehlike ve tehdit, dış kaynaklı çok geniş bağlantılar halinde örgütlenmiştir. Birçok sözde müttefik dahi, bize karşı komplo senaryosunda çeşitli roller oynamaktalar. Saldırıyorlar, saldırıyorlar, bir de üstelik kendi yaşama hakkını savunan Türkiye’ye hesap soruyorlar.
Türkiye kendisini savunamıyor mu, derdini anlatamıyor mu? Bunu sormak lazım. Avrupa Parlamentosu’ndan Uluslararası Af örgütlerine kadar Batılı birçok kuruluş, terör örgütlerini değil, Türkiye’yi sorguluyorsa bunda bir bit yeniği mutlaka vardır. Biz haklıysak niye hakkımız teslim edilmiyor? Yok eğer haksızlık varsa ispat etsinler. Kaldı ki Türkiye’de bir kısım halka, din, din, mezhep veya etnik kökeninden dolayı farklı muamele mi yapılıyor, zulüm mü ediliyor? Yok, böyle bir şey…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi topraklarında, misak-ı milli sınırlarında siyasi egemenliğini sürdürmesi en doğal hakkıdır. Devletin bir kısım topraklarında, dağlarında bir takım silahlı çeteler türemiş, dış merkezli siyasi bir iradenin emrinde son derece acımasız bir terörü yıllardan beri uygulamaktadır. Türkiye’nin bir kısım toprağında Kürdistan diye bir ülke hayal edilmiş; dış destekli senaryo gereğince eyleme geçilmiştir. Tıpkı bir zamanki Ermenistan hayalleri gibi. 1970’li yıllarda başlayan Ermeni ASALA Örgütünün Türkiye’ye karşı kanlı eylemleri bir on yıl sürmüş, bu bitmiş veya kılık değiştirip P.K.K. olmuştur. Bu örgüt, 12 yıldır kanlı eylemlerini sürdürmekten vazgeçmiyor. En vahşi, en acımasız şekillerde eylem yapmaktadır. T.C. Devleti, bunlar için bir nevi af mahiyetinde pişmanlık yasaları bile çıkartmıştır. Devlet daha ne yapsın?
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bağımsız yargıya, seçimle gelen veya giden Hükümetlere, yerel yönetimlere ve parlamentoya sahip bir ülkede, yaşıyoruz. Sistemin birçok aksayan yönleri olabilir, vardır da. Ama bu aksaklığını, eksiğini ve gediğini bir hürriyet ortamında uzun vadeli de olsa düzeltme imkânı her zaman bulunabilir. Daha olgun bir demokrasiye, daha müreffeh bir hayata ulaşmak herkesin hakkıdır. Bu da gökten zembille inmez; sürekli çaba, özveri ve alınteriyle olur.
Yarın devam etmek üzere hoşça kalın…

3 KASIM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir