Vakıflar (3)
VAKIFLAR, neden hiçbir yerde, İslam ülkelerinde olduğu kadar çok olmamıştır? Bunun nedenini İslamın temel kaynaklarında bulabiliriz. Bu konudaki birkaç ayet ve hadis meali dahi bize yeterince fikir verecektir.
“Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe siz Cennete eremezsiniz. Allah yolunda her ne harcarsanız muhakkak Allah onu bilendir.”
( Al-i İmran Suresi, Ayet 92)
“… İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın.”
( Maide Suresi, Ayet 2 )
“Hayırlı işlerde birbirinizle yarışın…”
( Bakara Suresi, Ayet 267 )
Hadis Örnekleri:
“Siz cimrilikten sakınınız; çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiştir.”
“Müjde o kimseye ki ilmi ile amel eder, mallarının fazlasını infak eder, sözünü de fazlasıyla tutar.”
“İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır.”
İslamiyetin hayır ve yardımlaşma hususundaki ahlaki ilkeleri, uhrevi mükafat telkinleri, dini ve hayri müesseseler kurmak yolunda yöneticileri ve varlıklı kişileri harekete geçiren etkenler olmuştur.
Emeviler zamanında dini ve hayri gayelerle kurulan Vakıflar, Abbasiler devrinde daha da gelişerek, hukuki esaslara bağlanmıştır. Abbasilerin parçalanması ve nihayet Büyük Selçuklu İmparatorluğunun kurulması sonucu doğu Müslümanlığının Türk hâkimiyeti altına girmesi, vakıfların bir kat daha gelişmesini sağlamıştır.
Büyük bir mali güce sahip olan Selçuklu Hükümdarları, prensleri, devlet adamları vakıf kurmakta adeta birbirleriyle yarışıyorlardı. Büyük Selçuklu İmparatorluğu yıkıldıktan sonra kurulan çeşitli Türk Devletleri; Harzemşahlar, Atabekler, Eyyübiler, Mısır-Suriye Memlük İmparatorluğu, Anadolu Selçuk Devleti hâkim oldukları bölgelerde Vakıf kurumunu geliştirmişlerdir.
Osmanlı imparatorluğu zamanında vakıflar çok büyük bir önem kazanmış, vakıf eserleri hizmet ve sanat bakımından en yüksek seviyeye ulaşmıştır.
Devamı yarın. Hoşça kalın…
4 ARALIK – TOKAT GAZETESİ