By YARGIYA VE CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAK (1)
Yüksek yargı organı DANIŞTAY’a, 17 Mayıs 2006 Çarşamba günü saat: 9.45’de Cumhuriyet tarihinde benzeri olmayan bir cür’etle yapılan kanlı saldırının üstünden bir hafta geçti. Olayın faili ile yardım ve yataklık yaptığı sanılan kişiler yakalandı. Bunlar halen sorgulanmakta. Şimdilik olay faili meçhul gözükmüyor. Gözükmüyor ama, failin belli olması, TÜRKİYE’yi bir uçtan diğer uca sarsan ve 7’den 70’e herkesi üzen olayın perde arkasındaki asıl aktörlerin kimler olduğu ve ülkemize dayatılan senaryoların neresinde konuşlandıklarına dair kuşkuların artmasına da mani olamıyor.
Kuşkular artıyor… Çünkü; TÜRKİYE bilhassa son 30 yıldır, kısa süreli sakin dönemler hariç tutulursa sürekli bir terör saldırısına maruz kalmıştır. Bombalar ve tabancalar zaman zaman ve yer yer planlı bir şekilde patlatılmakta ve adeta düşük yoğunluklu bir savaş sürüp gitmektedir.
Kuşkular artıyor… Çünkü DANIŞTAY’ın 2. Dairesi’ne, aldığı türban kararlarına tepki iddiasıyla yapılan katliam girişiminin kamusal hizmetler alanında laik sistemin bir gereği olarak konulan kuralları, siyasi istismar ve oy avcılığı uğruna bir ayrıştırma bahanesi yaparak; bilerek yada bilmeyerek, aymazlık ya da bağnazlıkla hiçe sayarak, TÜRKİYE’mizi çağdaş uygarlık ve ATATÜRK’ün aydınlık yolunda tökezleten ve giderek türbanı bir silah gibi kullanan senaryonun bir parçası olduğu yorumu da geçerlik kazanmaktadır.
Kuşkular artıyor… Çünkü; yıllar yılı süren iç siyaset aymazlıkları, siyaseti bir rant kapısı gibi görmeler, cepheleşmeler, kurumlar arası çatışmalar, sen-ben kavgaları, ekonomik krizler ve toplum katmanlarına yayılan güven bunalımı, sonunda dışarıya da yansımakta, durumu kendi emellerine elverişli gören emperyal güçler de üzerimize üzerimize gelmektedirler. Onlar, kendi politikalarını uyguluyor ve uygulamaya da devam edecekler. Bunlara karşı, TÜRKİYE olarak bizim bağımsız geliştirdiğimiz politikalar var mı?!..
25 MAYIS TOKAT GAZETESİ
