YEŞİLIRMAK KURTARILACAK MI?

YEŞİLIRMAK KURTARILACAK MI?

YEŞİLIRMAK KURTARILACAK MI?

Yeşilırmak, üç çevre olayının olumsuz etkileri altındadır. Kirlilik, erozyon ve kum ocakları. Kirlilik, kanalizasyon atıklarına, sanayi atıklarına ve evsel atıklara bağlı olarak gitgide yoğunlaşıyor. Kanalizasyon atıkları, şehirleşme ve nüfus artışı oranında, sanayi atıkları keza sanayileşme oranında, evsel atıklar da çöp dağları halinde arttıkça, Yeşilırmak’ın kirlenmesi de hepsinin toplamı oluyor.
Kirlilikle başedilmez mi? Sonra niçin bunca kirlenme? Ve niçin bunca pislik hep sulara, hem ırmaklara verilir? Her türlü pisliği suya, dereye, nehire, denize vermekle pislik ortadan kalkmış mı oluyor? Aslında kolayından sorunu çözdüğümüzü zannetmekle kirlilikle başedilip edilemeyeceği hususunda bir sonuca varılmak arasında bir ilişki de kurulamaz. Çünkü zan ve zehap başka, hakikat başka.
Kirlenmenin sebepleri ve kirleticilerin ne olduğu bugün gayet iyi biliniyor. Geçmişte de biliniyordu; ne var ki önemsemedi. Önemsenmeyen, ciddiye alınmayan bir işte, bilim ve teknoloji devreye girmez. Netice malum: Ağır bir fatura ödemek zorundayız.
Yeşilırmak’ta yaşanan kirlilik ve erozyonun önlenebilmesi için Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan Havza Geliştirme Projesi 1997 yılı programına alınmış. İşte size bir müjde. Bu müjde 6 vilayeti ve 42 Belediyeyi ilgilendiriyor. DPT, “Yeşilırmak Havzası Geliştirme Projesi”ni görüşmek üzere 6 İlin Valisini Ankara’ya çağırdı. 18 Ekim’de başlayacak toplantıya Yeşilırmak havzasında yeralan TOKAT, SİVAS, AMASYA, YOZGAT, ÇORUM ve SAMSUN illerinin Valileri katılacak.
Yeşilırmak’ın nimetlerinden faydalanan iller, külfetine de katlanacak; yani faturası ağır da olsa ödeyecek. Yeşilırmak’ın sorunlarını çözmek yönünde dış kredi kullanma imkânları da varmış. Tabi bunlar, DPT’nin düzenleyeceği toplantıda değerlendirilecek konulardır.
Erozyon da tıpkı kirlilik gibi çok yönlü bir meseledir. Erozyon, bitki örtüsünün tuttuğu toprağın kaybı demektir ki, Yeşilırmak havzasında aynı zamanda kirlenmeyi arttırıcı bir faktördür. Bitki örtüsü yokoldukça, verimli topraklar elimizin altından kayar gider ve ekolojik dengeler altüst olur. Şimdi olduğu gibi.
Kum ocaklarının yanlış kullanımı da, Yeşilırmak yatağının yer yer bozulmasına ve toprak tahribine yol açmaktadır. Kum ocaklarına ruhsat veren İl Özel İdarelerinin denetimi şarttır.
Ufukta Yeşilırmak’ın kurtarılması ümidi doğmuştur.
Umutlar solmasın. Hoşça kalın…

18 EYLÜL – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir