YEŞİLIRMAK ÖLÜYOR!
Çevre sorunları artık içice yaşadığımız bir gerçek.
Başlıca çevre sorunlarını sayalım:
Su kirliliği- Hava kirliliği- Atıklar- Toprak Kirliliği- Nükleer kirliliği- Orman tahribatı- Erozyon- Asit yağmurları- Canlı türlerin azalması veya yok olması- Çarpık kentleşme- Gürültü- Doğal kaynakların hor kullanımı- Görsel kirlilik.
Bütün bu sorunlardan haberimiz olsun veya olması, hepimiz bunların olumsuz etkileri altındayız.
Elbette bu sorunlar yoktan varolmaz, gökten inmedi. Fail-i meçhul değil, faili bellidir.
Yeryüzünde doğanın dengesini bozan bir tek yaratık vardır: İNSAN. Ve biz insanlar güya en akıllı yaratıklarız.
Ama hırslarımız ve açgözlülüğümüz aklımıza çoğu kez galip geliyor. Ve neticede bindiğimiz dalı kesiyoruz.
İnsan, yine de akıllı olduğu için, tehlikenin farkına varmış ve çevre sorunlarıyla mücadele etmeye başlamıştır. Bu mücadelede başarılı olanlar, iyi bir çevreye kavuşurken, başarısızlar kötü bir çevrede yaşamaya mahkûm olacaklar.
Çevreyi, doğayı, doğal dengeleri bozan olguların hepsi veya birçoğu, Tokat’ta da az veya çok vardır. Bütün mesele, bunları görebilmekte ve bir çevre bilinciyle hareket edebilmektedir.
SU: Hayatın esas kaynağı…
YEŞİLIRMAK: TOKAT’ın can damarı Yalnız Tokat’ın mı? En az 4-5 İlimizin de, Bir ırmak nereden geçiyorsa, kolları ve dereleri ile bir bütün, bir ekosistemdir.
Yeşilırmak cana can katar ama, bir şart ile: Adı gibi yeşil kalabilmişse… Gelin görün ki, “Yeşil-ırmak”, rengi sararmış, morarmış, adeta ölüyor… Yazık, çok yazık…!
30 Ocak 1996 akşamı, Yeşilırmak’ta toplu balık ölümünün görüldüğü ihbarı üzerine, 31 OCAK Çarşamba günü GTV Ekibi ve G.O.P Üniversitesi’nden Su Ürünleri Derneği Başkanı Dr. Mehmet Karataş ile birlikte, Yeşilırmağı görmeye gittik. Irmağın, Emirseyit Kasabası hizasındaki bölgesinde inceleme yaptık (toplu balık ölümü orada görüldüğü için). Ölü balığa rastlamak. Ölü balıklar, ya dibe çökmüş, ya da kargalar tarafından toplanmış olabilirdi. Ama şu bir gerçekti ki, bu suda balık yaşamazdı.
Bu ilk defa olan bir şey değildi. Yeşilırmak’ta toplu balık ölümleri, zaman zaman görülür olmuştur. Nitekim geçen yıl, Turhal tarafında böyle bir olay mahalli basında haber yapılmış ve bir TV kanalında görüntülenmişti.
Su akıyor göz bakıyordu. Yeşilırmak’ın aşırı kirliliği ilk bakışta anlaşılıyordu. Sudan numune aldık, tahlil yaptırmak için. Bu kirliliğin başlıca sebebinin Tokat’taki sanayi tesislerinin döktüğü atıklar ve şehir kanalizasyon atığının olduğunu düşündük. Daha detaylı ve kesin bilgilere araştırma sonucunda varılır.
YEŞİLIRMAK ÖLÜYOR!…
Peki katil kim?…
Katili dışarıda aramayalım. Katil aramızda. Belki de kafalarımızın içinde saklanıyor.
Uzun sözün kısası, Yeşilırmak ölüyor… Haberiniz olsun.
Peki ne yapalım? Ölümünü duygusuzca seyretmek yerine, gelin onu kurtaralım.
Belediye, Valilik, Üniversite, Basın, Sanayiciler ve herkes yapabilir bunu yapabilir ama, hep birlikte yapabilir.
Aslında devletimiz çevre sorunlarına önem veriyor. Gereken çevre mevzuatı yürürlüğe sokulmuştur. Bütün mesele uygulamaya bakıyor. Mevzuatı işletecek makamlar da bellidir. O halde buyurun iş başına!…
8 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ